EN HARBY CEMRECİLERİN YERİ
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

şişe çevirmece

Aşağa gitmek

şişe çevirmece Empty şişe çevirmece

Mesaj  CEMRE[SC] Ptsi Ocak 21, 2008 4:19 pm

Hepsi'yle Pepsi çevirdik!
Sıradışı bir röportaj için gerekli malzemeler: Dört başarılı kız, bir şişe Pepsi, birkaç parça kağıt, bir kalem, bir torba ve bir ses kayıt cihazı

epsi'nin Hepsi grubuna sponsor olduğunu duyduğum ilk günden beri aklımda bu röportaj. Düşünsenize, son dönemin en 'çıtır' ve başarılı grubu oturmuş, sponsorlarıyla 'şişe çevirmece' oyunu oynuyor! İçimden 'Daha ne olsun' diye geçirirken olayı daha da abartıp 'Eğer siz gazeteci olsaydınız ve karşınızda dünyaca ünlü bir sanatçı olsaydı, ona hangi beş soruyu sorardınız, önünüzdeki kağıtlara yazın' dedim. Tabii beş soru da ben yazdım. Tüm soruları küçük kağıtlara yazıp katladık ve bir torbanın içine koyduk. Sonra mı? Sonrasında Cemre tam bir profesyoneldi. Yalnız kendi cevaplarına değil arkadaşlarınınkilere de hakim olmaya çalıştı. Eren oyundan en çok zevk alan kişi oldu. Yasemin'se Eren'in bazı sorularına kızmaktan kendini alamadı. Şişe Gülçin'i pek sevmeyip onu bir türlü göstermeyince, üzülmesine dayanamayıp biraz da hile yaptık...

* Şişe Gülçin'i gösteriyor

Gülçin: 'Hobin var mı?' (Kahkahalar)

Yasemin: Bu benim sorum.

Eren: Aman Tanrım soruya bak!!!

Yasemin: Ne var, ben arabayla uğraşmayı seviyorum mesela!

Eren: Ha doğru, doğru.

Gülçin: Dün saat 03:00'e kadar söz yazmak için uğraştım. Bu sayılır mı?

Cemre: 'Ben Gülçin' de konuşmaya başlamadan önce, kız (Benden bahsediyor) nereden tanısın seslerimizi, sanki kameraya çekiyor!

Gülçin: Ben Gülçin!

Yasemin: O her zaman yaptığın bir şey, hobini söyle.

Gülçin: Yoga yapıyorum desem?

Yasemin: Bak işte bu hobi.

Gülçin: Ama her zaman da söz yazmaya çalışırım.

YAŞIMA UYMAYAN ŞARKIYI SÖYLEMEM

* Şişe Eren'i gösteriyor

Eren: 'En sevdiğin tatlı?'

Yasemin: Bu benim sorum.

Eren: Sensin tatlım! (Kahkahalar)

Cemre: Benim sorularım, sizinkilere göre çok beter!

Eren: (Herkes susup Eren'e bakınca) E söyledim işte, en sevdiğim tatlı sensin Yasemin.

* Şişe yine Eren'i gösteriyor

Eren: 'Pepsi turnesinde yaşadığın en komik olay?'

Gülçin: Ben sordum bunu.

Eren: İki tane var. İlki siluet perdelerin arkasında dans edip sonra da o perdeleri yırtarak, içlerinden çıktığımız şarkıda yaşandı. Son konserimizdeki perde biraz kalındı. Ben de Gülçin'e 'Bu kağıt biraz kalın, çok sert vurmamız gerek unutma' dedim. Çıkmamız gereken an gelince ben çok sert bir şekilde vurdum kağıt perdeye ama elim çıkmadı sadece ayağım çıktı! Üstelik ayağımın olduğu kısım da tam seyircinin görebileceği bir yerdeydi.

Cemre: Zaten siluet kağıdından olduğu için her şey görünüyor.

Eren: Evet, arkadan gölge olarak da görünüyoruz! Hemen eğilip aşağıdaki deliği yırttım. Yanımdaki dansçı da görmüş olanları. Çok 'cool' ve ciddi durmamız gereken bir yerde gülmeye başladık! (Herkes kıkırdıyor) Diğerinde de 'Olmaz Böyle Şey'i söylüyoruz. Şarkının bir kısmında dansçılar önümüzde dans ederken kafalarını arkaya doğru atıyorlar. Önümdeki dansçı bana kafasını o kadar sert bir şekilde geçirdi ki inanılmaz canım acıdı!

Gülçin: 'Geçirdi' dedin!

Eren: Derim çünkü çok acıdı!

* Şişe yine Gülçin'i gösteriyor

Gülçin: 'Kiminle aynı sahneyi paylaşmak istersin?'

Cemre: Ben sordum bunu ama bu dünya starı olacak.

Gülçin: Hmm Dünya starı Erkek biri olmalı Usher olsun.

Eren: Tamam.

Gülçin: (Heyecanla) Hayır, John Legend! John Legend olsun!

* Şişe Eren'i gösteriyor

Eren: 'Karşındaki kişinin en çok hangi özelliğini seviyorsun?' Karşımdaki kişinin en çok

Cemre: Eren'in karşısında Gülçin var! Onu da söylesene.

Eren: Eren'in karşısındaki Gülçin'in sorusunu Eren cevaplıyor. (Kurduğu cümlenin komikliğini fark edince hep birlikte kahkaha atıyorlar) Bir dakika düşünüyorum

Yasemin: Kendine bakması mesela.

Eren: Hayır bir dakika, ben söyleyeceğim. Gülçin'in en sevdiğim özelliği, kendisine verdiği önem.

Cemre: Kendi, her şeyden öncedir.

Eren: Bir sonra atacağı adıma göre kendini ayarlaması, yorulması ya da yorulmaması... Eğer yorulmuşsa kendine zaman ayırıp dinlenmesi... Yediklerine dikkat etmesi, vitamin alması... Yani kendine bakması.

Yasemin: E ben ne dedim demin?

Eren: Ama benim sıramdı, soruya ben cevap veriyorum.

* Şişe Yasemin'i gösteriyor

Eren: Allah'a şükür!

Yasemin: 'Sahnede en çok korktuğun an?' En son konserde bizim bir şemsiye çevirme sahnemiz vardı. Orada şemsiye elimden uçtu ve havalandı! Son anda yakaladım.

Gülçin: Ve ben bunu gördüm!

Yasemin: Eğer yakalayamasaydım çok büyük bir utanç olurdu çünkü direkt seyircilerin üzerine uçardı. İşte o an çok korktum!

Cemre: Yasemin de!

Yasemin: Evet ben Yasemin.

* Şişe yine Yasemin'i gösteriyor

Yasemin: 'Asla yapamam, giyemem veya söyleyemem diyeceğin beş şey nedir?' Asla yumurta ve nane yemem ama Antalya'dayken Eren bana meyve salatasının içindeki naneleri yedirdi!

Eren: Hem de taze naneydi!

Yasemin: Ben anlamıyorum o anda nane yediğimi, çünkü dişlerimi fırçalamışım. Meyvelerin tadı o yüzden garip geliyor sanıyorum. Meğersem nane yiyormuşum! Sonra... Asla bizim yaşımıza uymayacak şarkıları söylemem. Bu hepimiz için geçerli. Çok kadınsı ve abiye şeyleri de giymem.

Cemre: Asla giymeyeceğin şeyi söyleyeyim mi sana; vatkalı şeyler!

Yasemin: Ay evet, asla!

* Şişe yine Eren'i bulunca işin içine biraz hile katıyorlar

Gülçin: (Ağlamaklı bir sesle) Ya neden hiç bana gelmiyor!

Eren: Hadi ona gelmiş gibi yapalım.

Gülçin: 'En uçuk hayalini anlat.'

Cemre: Gülçin'in de ne uçuk hayali olur ya!

Gülçin: Bir gün, hepimiz mümkün olduğunca çirkin giyinelim, ama çok çirkin olmaya çalışalım istiyorum.

* Şişe Yasemin'i gösteriyor

Yasemin: Bu iğrenç yazı Eren'in. 'Giyim konusunda kendine kimi örnek alırsın?' Hmm Pink.

Gülçin: Yasemin giyim konusunda kendine Pink'i örnek alıyor öyle mi?

Yasemin: Ama her zaman değil.

Eren: O zaman daha çok örnek aldığın birini söyle.

Yasemin: Yok ki... İyi o zaman Madonna diyeyim ama onu da her zaman örnek almıyorum ki!

Eren: Pink daha iyi, Pink de.

Yasemin: Evet, evet Pink.

GÜLÇİN ESPRİ YAPAMAZ

* Şişe Cemre'yi gösteriyor

Cemre: Eren sana inanamıyorum. Bunu söylemem lazım. Normalde röportajlarda böyle sorular sorulunca cevap vermemeyi kaide edindik biz ve Eren bana 'Ünlülerden en çok hangisine sinir oluyorsun?' diye bir soru yazmış. (Gülüşmeler)

Yasemin: Kendine sorulmasını istemediğin bir şeyi sorma Eren!

Eren: Ama ben o soruyu ona sormuyorum ki, ben o soruyu Justin'e (Timberlake) soruyorum.

Cemre: Neyse söyleyeyim ben. Ama yabancı söyleyeceğim tabii ki! (Kurnaz kurnaz gülüyor) Kelly Osbourne'a sinir oluyorum. Beni 'irite' ediyor.

* Şişe Yasemin'i gösteriyor

Yasemin: 'İçinde bulunduğun konumda canını en çok sıkan konu nedir?' Anlıyorum seni Eren! (Kahkahalar)

Yasemin: Bazen organizasyonda birtakım gecikmeler oluyor ve bu benim canımı çok sıkıyor.

* Şişe Cemre'yi gösteriyor

Cemre: 'Sağ yanındaki kişinin en son hangi esprisine güldün?' (Sağında Gülçin var.)

Eren: Az önce yapmaya çalışıp da yapamadığı esprisine güldün.

Cemre: Hayır hayır. Gülçin genelde espri yapmaya çalıştığı zaman batırır. Onu kendi kendine konuşturmalısınız. Konuşturunca onu, o farkında olmadan yeterince espri yapıyor zaten. Ama ondan komik bir performans beklerseniz, beklediğinizi alamazsınız.

* Şişe Eren'i gösteriyor

Eren: 'Hayatındaki en önemli insan kim? Neden?' Hayatımdaki en önemli insan bundan birkaç ay önce vefat eden büyükanneannem. Çünkü o anneannemin annesiydi ve seksenli yaşlarının sonunda olmasına rağmen ölmeden birkaç ay öncesine kadar hala bir ağaca tırmanacak kadar sağlıklıydı. Onun her şeyini örnek alabilirim aslında. Çok yaşlı ve küçük bir kadın olmasına rağmen, nasıl herkesi bir arada toplama gücüne sahip olduğunu görünce aslında ne kadar büyük olduğunu anladım.

* Şişe Gülçin'i gösteriyor

Gülçin: 'İlk albüm çıktığı günden beri yaşadığın en komik olay nedir?' Hmm... Bir imza günümüz vardı. İmza atmadan önce yanıma gelen kişinin adını soruyorum her seferinde. Ama o kadar çok gürültü var ki söylenenleri anlamıyorum. Meğer hep yanlış anlıyor, yanlış isim yazıyormuşum, bunlar da arkamdan düzeltiyormuş. Aslında söyleyeceğim komik olay bu değildi (Herkes gülüyor). Bir de bugün bir kıza 'İsmin ne' diyeceğime 'İsmini' dedim ama kız anladı (Kızlara bu da komik gelmeyince önce sessizlik oluyor sonra kahkahalar kopuyor). Ne yapayım aklıma başka bir şey gelmedi.

* Şişe Cemre'yi gösteriyor

Cemre: 'Pepsi turnelerinde Sezen Aksu'dan öğrendiğin şeyler oldu mu?' Sezen Aksu'yu izleyerek öğrendiğim şey, girdiği her ortamda yarattığı bir hava ve çok kuvvetli bir elektrik. Bu aslında öğrendiğim bir şey değil ama öğrenmek istediğim bir şey. Bir insan nasıl hiçbir şey yapmadan bile kendini sevdirebilir öğrenmek istiyorum.

ÇOCUKLUĞUMUZU YAŞAYAMADIK

* Şişe yine Cemre'yi gösteriyor

Cemre: İnanmıyorum! Yazdığım en kıl soru bana geldi. 'İçine sinmeyen bir işle karşı karşıyaysan ve değiştirmeye vaktin yoksa ne yaparsın?' Görüyorsunuz ya sağlam bir soru sormuştum size ama bana patladı! Hmm... O an profesyonelliğimi kullanırım ve her şey yolundaymış gibi gülümserim. Tabii ki rezalet bir durum varsa, her zaman doğal olduğumuzu söylediğimiz için uygun bir tavırla geçiririm.

Yasemin: Senin bu soruya almak istediğin cevap bu değildi ama!

Cemre: Değildi ama bana geldiği için istediğim gibi geçiştirebilirim. (Gülüyorlar)

* Şişe Gülçin'i gösteriyor

Gülçin: 'Sezen Aksu'yu tasvir edebileceğin beş sıfat nedir?'

Cemre: Yine sizin (beni kastediyor) sorunuz geldi Gülçin'e.

Gülçin: Alçak gönüllü, yaratıcı, saygın, profesyonel

Cemre: (Fısıldayarak) Çılgın.

Gülçin: Evet, çılgın.

* Şişe Yasemin'i gösteriyor

Yasemin: 'Bu konuma gelirken yaşamak istediğin bir durum oldu mu?'

Eren: İstemediğin!

Yasemin: Yazın çok çirkin Eren, ne yapabilirim?

Cemre: İsim vermeden, istemeden katıldığımız o TV programını anlat.

Yasemin: Normalde sunucuyu severiz ama programın içeriği yüzünden gitmek istemedik.

Cemre: Çok tüyo verme ya, sadece 'gitmek istemediğimiz program' de.

Yasemin: Evet öyle. Ama gitmek zorunda kaldık ve korktuğumuz gibi geçince tanıdıklarımızdan da olumsuz tepkiler aldık.

* Şişe Yasemin'i gösteriyor

Yasemin: 'Bu noktaya gelene kadar nasıl sabrettin, ne yöntem kullandın?'

Cemre: Bu vahşet soru da benim.

Yasemin: Nasıl bir yöntem kullandık? Çocukluğumuzu yaşamadık. Yaşıtlarımızın eğlendiği zamanlarda biz hep çok çalıştık.

Cemre: Sorumu yanlış anladın sen.

Yasemin: Ama buydu yöntemimiz!

Cemre: Hayır hani bu çok zor bir dönemdi ya, hani çocukluğumuzu yaşayamadık ya, işte o zamanlarda kendini nasıl motive ettin?

Yasemin: Birbirimize kenetlendik!

Cemre: Hah işte!

Yasemin: Eğer dördümüz birlikte olmasaydık bu noktaya gelemezdik. Çünkü bence bir insanın tek başına kaldırabileceği bir şey değil bu iş.

KONSERDE BİRİNİ ÖPERSEN SENİ KESERİZ

Eren kendi sorusuyla karşılaşınca mızıkçılık yapıyor:

Eren: Amaaan ben bu soruya cevap vermeyeceğim.

Yasemin: Vereceksin Eren.

Cemre: (Eren'in elinden soruyu kapıp okuyor) 'Sevdiğin kişi için yapabileceğin en büyük çılgınlık hangisi?' Sen bize böyle sorular mı hazırlarsın, oh olsun!

Eren: Ama pişmanım...

Cemre: Hadi hadi gördük sorularını. Normalde cevap vermeyeceğimiz tüm soruları sormuşsun.

Yasemin: Eren hadi!

Eren: Bulamıyorum.

Cemre: Her türlü çılgınlığı yapar mısın?

Eren: Yapamam!

Gülçin: Niye?

Eren: Çünkü benim de bir canım var!

Gülçin: Peki konserin ortasında mikrofona 'Seni seviyorum' diye bağırır mısın?

Eren: Hayır yapamam!

Cemre: Yapamazsın tabii, orası bizim iş ortamımız. Yaparsan seni öldürürüz!

Eren: Bunu yapmam ama o kişi konserdeyse, sahneden aşağı atlayıp yanına gider, onu öpüp yerime geri dönebilirim.

Cemre: Sen bunu rüyanda yaparsın Eren!

Eren: Bunu yaparım!

Yasemin: 'Seni seviyorum' diyemiyorsun ama onu öpmeye gidebiliyorsun, öyle mi?

Cemre: Evet sevgili okuyucular Eren kendi sorusuyla mahvoldu, biz de bu durumla çok eğlendik. (Herkes gülüyor)

Eren: Bunu yaparım ama!

Cemre: Yapamazsın Eren, yaparsan seni keseriz
CEMRE[SC]
CEMRE[SC]
Admin

Mesaj Sayısı : 118
Kayıt tarihi : 20/01/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön


 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz